SED - Sanat Eğitimi Dergisi
www.sanategitimidergisi.com
Cilt 4, Sayı 1  Bahar 2016  (ISSN: 2147-8007, E-ISSN: )
Songül PEKTAŞ

NO Makale Adı
1455189631 OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU TANISI ALMIŞ ÇOCUKLARDA MÜZİK EĞİTİMİNİN ÖNEMİ

Otizm spektrum bozukluğu, nedeni tam olarak bilenememekle birlikte beyin işlevlerindeki bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Cavkaytar’a göre, Otizm spektrum bozukluğunun nedenlerini açıklamaya yönelik nörobiyolojik ve çevre temelli pek çok teori bulunmaktadır. Nörobiyolojik nedenler arasında birden fazla genin varlığı, kalıtımsal etkiler, merkezi sinir sistemi ile beyin yapısındaki farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenlerin, otizm spektrum bozukluğunun ortaya çıkmasında önemli rolleri olduğuna ilişkin araştırma bulguları söz konusudur. Aşılar, çeşitli toksinler ve bazı besinler gibi çevresel nedenlerin bu duruma yol açtığını belirten teorileri destekleyen bilimsel dayanaklar ise henüz söz konusu değildir. Otizm terimini ilk kez kullanan İsviçreli çocuk psikiyatrisi Eugen Bleuler’dir. Bleuler otizmli kişileri, kendisini dış dünyadan soyutlamış şizofreni hastaları olarak tanımlamıştır. Daha sonra Amerikalı çocuk psikiyatrisi Leo Kanner, 1943 yılında Otizmin, ilgisiz annelerden ve anne babanın yanlış çocuk yetiştirmelerinden kaynaklandığını dile getirmiştir. Leo Kanner, otistik çocukların diğer çocuklara göre pek çok yönden farklı davranış özelliklerine sahip olduğu ve bu farklılıkların erken çocukluk döneminde dahi görülebildiği bulgusuna ulaşmıştır. Kanner, bu farklı davranış özelliklerini şöyle sıralamıştır; gecikmiş dil ve konuşma, normal fiziksel büyüme ve gelişime, aynılığa olan aşırı bağlılık ve kendini tekrarlayan davranışlar.
Günümüzde adını daha sık duyduğumuz bu hastalığın belirli bir tedavisi mümkün değildir. Otizm spektrum bozukluğu tanılı çocuk için hazırlanacak bireysel eğitim programları sayesinde, bu bireyin hayatını idame ettirecek düzeye gelmesi sağlanabilmektedir. Hazırlanacak bu programlar içerisine müzik eğitiminin dahil edilmesi gerektiği yapılan çeşitli bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir. Müziğin normal gelişim gösteren çocukların gerek bilişsel gerek duyuşsal gerekse psiko-motor gelişim alanlarında ne denli olumlu ve kalıcı etkilerinin olduğu ispatlanmış bir gerçektir. Otizm spektrum tanısı almış bu çocuklara da öğretilecek kavram ve beceriyi müzik yoluyla öğretmek, dil ve iletişim becerisini kazandırmak, kendini dış dünyadan tamamen soyutlamış bu çocuklar için mükemmel bir araç olacaktır. Nitekim gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında yapılan bilimsel çalışmalara baktığımızda aksi bir duruma rastlanmamıştır. Fakat ne yazık ki yapılan istatistiksel araştırmalar ve biz araştırmacıların gözlemleri gösteriyor ki bugün aktif şekilde eğitim veren birçok özel eğitim kurumunda müzik öğretmeni yok. Bu da bizim müziğin, otizm spektrum bozukluğu tanısı almış bu çocuklarda rastlanan problem davranışların kısmi olarak iyileştirici etkisinin yanı sıra kavram-beceri öğretiminde, dil gelişiminde ve iletişim becerilerinde kalıcı olumlu etkilerinin olduğunu destekleyecek daha fazla çalışma yaparak farkındalığın artmasına yardımcı olmamız gerektiği gerçeğini su yüzüne çıkarıyor.
Bu çalışmanın amacı, konu ile ilgili çeşitli kaynakları, literatürü ve daha önceden yapılmış araştırmaları inceleyerek, otizm spektrum bozukluğu tanısı almış çocukların eğitiminde müziğin ne denli önemli bir araç olduğu gerçeğini vurgulamaktır. Aynı zamanda otizm spektrum bozukluğu tanılı çocukların eğitiminin yapıldığı özel eğitim kurumlarındaki müzik derslerinde yapılabilecek bir takım uygulamaları ortaya koyarak; otistik çocukların hayatlarında olumlu köklü değişiklikler için faydalı olabilecek bir takım önerilere ulaşmaktır.

Anahtar Kelimeler: Müzik Eğitimi, Otizm Spektrum Bozukluğu, Özel Eğitim.